Gülen nar, bağı bahceyi de güldürür;
Erlerle sohbet seni de erlere katar.
Katı taş olsan, mermer kesilsen bile bir gönül sahibine ulaştın mı inci olursun.
Tanrı, bize yardım etmek dilerse gönlümüze, ağlayıp inleme isteğini verir.
Ne mutlu gözdür o göz ki O’nun için ağlar;
Ne kutlu gönüldür ki O’nun için yanar-kavrulur.
Her ağlamanın sonu gülmektir;
Sonu gören kişi mutlu bir kuldur.
Nerde akarsu varsa orada yeşillik vardır;
Nerde akan gözyası varsa oraya Rahmet gelir.
İnleyen dolap gibi gözlerinden yaşlar saç da can alanında yeşillikler bitsin. Ağlamak istiyorsan gözyaşı dökenlere acı;
Acınmak isitiyorsan sen de acı aşıklara.
harika ya
Bunu okumadım ama arki mevladan seçmeler varmı diye Bir Bak Dedi kıramadım
cok tesekkürler
bencede çok güzel.
gayet güsel bence:p tşk ler msneniz varmı acba vars ayazın
:d:d:d
iyiii sayılır idare eder tşk
bence güzel hemde çok güzel mükemmel
bence sacma dediyse demiş günümüxe kadar getirlmişşe bu kadar abartmaya gerek yoq
mevlanın yazdığı her şiir gibi bu da güzel
Gençler… kusura bakmayın gençler diyorum ben 24 yaşındayım konuşmalarınıza dikkat ettimde sanırım siz mevlana c. r. ile aynı dili konuşmuyorsunuz hatta dikkat ettim bizimle de aynı dili konuşmuyorsunuz.bence oturun boş bir günüzde iskender pala’nın kitaplarını okuyun özellikle kitab-ı aşk’ı sanırım o zaman sizinle aynı dili konuşmaya başlayabiliriz. tabi benimle aynı dili konuşmak zorunda değilsiniz ama en azından yüreğinize o sıcaklığı yaşatmanızı tavsiye ederim
Dönemin İran Şah’ı Yavuz Sultan Selim’e altın dolu bir sandık gönderir…Elçi sandığı açar altınları çıkarmaya başlarlar her çıkan altından sonra içeriye pis bir koku yayılır.sandığın en altına iran şahınca hayvan ve insan dışkısı konmuştur…
koca Yavuz köpürür bütün efradı etrafına toplar derhal buna bir cevap vermek gerektiğini ve bunun için ülkedeki bütün bilginlerin toplanması gerektiğini söyler.bir hafta sonra Yavuz çözümü kendi bulur ve sandığı hazırlatıp gönderir… Elçi İran Şahı’nın önüne gelir ve sandığı açar altınları çıkarmaya başlar altınlar çıkarıldıkça içeriye Gül kokusu yayılır…sandığın altına güzel bir şekilde İstanbul’un Ünlü Gül lokumu istiflenmiştir. Elçi bir tane kendi yer bir tane de İran şahına verir…loumların altında Yavuz tarfından yazılan bir not vardır nottaaynen şunlar yazar:
–Afiyet olsun Şah’ım herkes kendi yediğinden ikram eder………….
eren katılıyorum san grçktn çok uzun…
bencede çok güzel mevlananın yazdığı herşey çok güzeldir mevlananın yazılarını paylaştığınız için teşekkür ederim
yha salakça zaten bız erkeklerin bazıları kıtab okumayı sewer bazılarıda hıç sewmez işte bhende sewmeyenlerdenımm .. yha kıtap okuyup napıcaz bheeee a.q olsun kım yazmıssa
bu yazılara iğrenç diyen kişilere sözüm;;bu kişiler ALLAHın evliya kullarıdır,
ALLAH buyuruyorki ;” Kim benim evliya-ermiş kuluma, diliyle vs.. cefa çektirirse ben ona harb açarım.”dikkatli olun bu konuşmalarınıza tevbe edin yoksa ALLAHın azabını karşınızda bulabilirsiniz bu dünyada olmazsa ahirette……….
hem söylediği sözler hep ALLAH ı anlatıyo nasıl olurda İĞRENÇ DERSİN
ALLAHI ANLATAN HİÇBİR SÖZE PAHA BİÇİLEMEZ.
😀 iyi ama ömer hayyam kadar değil:D
afferin kardeş eline sağlık
sana katılıyorum halilcim
dilekcimmm bende sana katılıyorum
ben bu kitabı okudum ve çok etkilendim. gerçekten çok anlamlı bir kitap inşallah kitap okuma yarışmamda basarı sağlar
efendim
ewt çok güzel bir laf söyledin
admmı oldunuz 2 günde
öncelikle ya ben bu mevlananın yazdığı bu şiir deil ama neyse bu yazdığı şeylere bayılıyorum ya..!!!ayrıca zaman oldukça okurum herkezin okumasını istiiom